Bu yazıda tokenizasyonun temel ilkeleri, farklı kullanım alanları ve geleceğe dair beklentileri ele alarak, bu ekonomik ve finansal ekosisteme etkilerini örnekleriyle inceleyeceğiz.
Tokenizasyon, geleneksel sistemlerde karşılaşılan yüksek maliyetler, sınırlı erişim ve şeffaflık eksiklikleri gibi sorunlara çözüm sunar. İtibari paradan emtiaya, sanat eserlerinden gayrimenkule kadar geniş bir yelpazede varlıkları dijital temsile dönüştürme imkanı verir. Bu yazıda tokenizasyonun temel ilkeleri, farklı kullanım alanları ve geleceğe dair beklentileri ele alarak, bu ekonomik ve finansal ekosisteme etkilerini örnekleriyle inceleyeceğiz.
Tokenizasyon, bir varlığın sahipliğini/haklarını blokzincir teknolojisini kullanarak dijital temsile yani token’a dönüştürme sürecidir. İtibari para, emtia, hisse senedi, bono, ticari senetler, sanat eserleri ve emlak gibi çeşitli varlıklar tokenize edilerek blokzincir üzerinde temsil edilebilir. Tokenizasyon işleminde bir varlığa karşılık basılan tüm token’ların toplam değeri, varlığın değerine eşittir ve değer değişimine uyumlu hareket eder.
Şekil 1: Tokenize varlık çeşitleri
Örneğin, 1 ons altın değerinde tokenize altın piyasaya sürmek istiyorsanız, rezervinizde 1 ons altın veya bu değeri karşılayacak kadar teminat olmalıdır. Bu teminat, altının fiyatının artışından ya da azalışından etkilenmeden piyasadaki tokenize varlık değerini karşılayabilmelidir ki token sahiplerinin elindeki token’lar değerini koruyabilsin.
Tokenizasyon sayesinde blokzincir ekosistemine farklı varlıkların dahil edilmesi pek çok faydayı da beraberinde getirir:
- Avukatlar, komisyoncular, bankacılar gibi pek çok aracıyı ortadan kaldırarak maliyeti düşürmek (örneğin bir ev satın alırken emlakçıya ödediğiniz komisyonun, evin tapusunu üzerinize almak için avukata/notere ödediğiniz ücretlerin ya da bankadan altın, gümüş gibi bir emtia alıp satarken karşılaştığınız al/sat makasının ortadan kalkması)
- Blokzincirin sansürlenemez doğası sayesinde tüm dünyada eş zamanlı listelenebilme potansiyeli
- Bölünemez varlıkları token formlarına dönüştürerek bölünebilir hâle getirme (örneğin bir sanat eserini NFT’ler sayesinde dijitalde 10.000 parçaya bölme)
- Bölünebilir varlıklar sayesinde herkesin alım gücünün erişebileceği daha büyük bir pazar yaratarak ek likidite sağlama
- Geleneksel yapılardaki çalışma saatlerinin aksine işlemleri 7/24 yapılabilir kılma ve işlemlerin blokzincir üzerine kaydedilmesi
Paranın tokenizasyonu
En yaygın karşılaştığımız kullanım alanı stabil kripto paralardır. Amerikan dolarına, euroya, kısacası herhangi bir itibari paraya çıpalanmış kripto paralara stabil kripto para adı verilir. Bu işlem aslında bir nevi kullandığımız kâğıt ve madeni paraları tokenize etmektir. Örneğin Circle tarafından ihraç edilen USDC, Amerikan dolarına çıpalanmış yani değerini 1 Amerikan dolarında tutmayı hedefleyen bir stabil kripto paradır. Fiyat sabitini korumak amacıyla, USDC’lere karşılık tutulan teminatların çoğunluğu Amerikan bonosu kalanı ise bankada tutulan nakittir (Şekil 2). Görselde görüldüğü üzere Circle’ın rezervinde dolaşımdaki USDC’den daha çok miktar teminat bulunur.
Şekil 2: Stabil kripto para ihraççısı Circle’ın USDC rezervi için yayımladığı rapor
Stabil kripto paraların yanı sıra merkez bankası dijital paraları (CBDC) da tokenize varlıklar sınıfına girebilir ancak burada bir istisna söz konusudur. Merkez bankası dijital parası ülkede halihazırda kullanılan itibari para biriminin dijital versiyonudur ve her zaman blokzincir teknolojisi kullanılarak piyasaya sürülmek zorunda değildir. Dolayısıyla tokenizasyon kavramını kullandığımız zaman yalnızca blokzincir üzerinde basılan merkez bankası dijital paralarını tokenize varlıklar sınıfında kabul etmemiz gerekir.
Emtiaların tokenizasyonu
Bir diğer sıkça karşımıza çıkan örneği altın tokenizasyonudur. Mevcut tokenize altın piyasasının en büyük iki oyuncusu Tether ve Paxos firmaları tarafından piyasaya sürülen Tether Gold (XAUt) ve Paxos Gold (PAXG) bir emtia olan altının tokenize hâlidir.
Şekil 3: 24 Aralık 2024 tarihi ile tokenize altın piyasasının piyasa değeri 1 milyar doların üzerindedir.
Emtia tokenizasyonu sadece altın ya da değerli madenler ile sınırlı değildir, aynı zamanda platin, gümüş, buğday, mısır gibi emtiaların da tokenize edilmiş hâli piyasada mevcuttur.
Sanat eserlerinin tokenizasyonu
Sanat eserine sahip olmak birçok insan için daha erişebilir ve daha az maliyetli hale gelir. Bu aynı zamanda kısmi sahipliği de mümkün kılar. Örneğin, Gustav Klimt’in ünlü eseri The Kiss, 2022 yılında Belvedere Müzesi tarafından tokenize edilerek 10.000 farklı dijital temsile (NFT) bölünmüştür. Bu sayede kişiler tablonun 1/10.000’ine sahip olabilirler.
Şekil 4: The Kiss’in NFT’leri OpenSea üzerinden satın alınabiliyor.
Böylelikle sanatseverler, farklı ülkelerdeki müzayedelere katılıp onlarca milyon dolarlık açık artırmayla bir sanat eserine sahip olmak yerine daha az bütçeyle online bir platform üzerinden tokenize edilmiş sanat eserlerine sahip olabilirler.
Gayrimenkul tokenizasyonu
Güney Carolina’daki bir evin tokenize edilerek, NFT pazaryeri OpenSea üzerinden satışa çıkarılması gayrimenkul sektöründeki tokenizasyon çalışmalarının başarılı örneklerinden biridir. Emlak yatırım şirketi RoofStock’un yan kuruluşu RoofStock onChain, evlerin fotoğraflarını ve videolarını web sitesine yüklüyor ve her evin tapusuna karşılık gelecek (arka planda yasal yükümlülükleri gerçekleştirilmiş) birer NFT mint ediyor. Böylelikle kullanıcılar NFT marketi OpenSea üzerinden evlerin NFT’lerini görüntüleyip tek tıkla evi satın alabiliyorlar (Şekil 5). ABD’de şimdiye kadar RoofStock onChain tarafından dört ev NFT haline getirilerek blokzincir üzerinden satıldı.
Şekil 5: OpenSea üzerinden NFT olarak satışa çıkan evler
Geleneksel finans ürünlerinin tokenizasyonu
Bu alandaki son örneklerden biri de finans devi JPMorgan’ın çalışmaları. BlackRock, JPMorgan’a ait Onyx blokzinciri üzerinde bono tahvil gibi para piyasası fonlarını tokenlaştırmasıdır. Bu tokenların tezgah üstü (OTC) türev işlemlerinde teminat olarak gösterilip İngiltere’deki Barclays bankasına yollanması, önümüzdeki dönemde hisse senedi, bono, tahvil gibi geleneksel finans ürünlerinin blokzincir temelli ürünlerinin hayatımızda daha çok yer alacağı anlamına geliyor.
Tokenizasyonun geleceği
Yukarıda verilen örneklerin neredeyse tümü için daha yolun çok başındayız. Blokzincir teknolojisinin yaygınlaşması, gerekli düzenleyici çerçevelerin netleşmesi ve kurumların artan ilgisi ile tokenizasyon konusu en yaygın değer değişim araçlarından birisi haline gelecektir. Boston Consulting Group’un tahminine göre 2030 yılının sonuna kadar tokenizasyon toplam pazarın yüzde 10’una sahip olup 16 trilyon ABD doları büyüklüğüne ulaşacaktır. Toplam kripto para piyasasının 3,3 trilyon dolar olduğunu düşünürsek oldukça büyük bir rakamdan bahsettiğimizi söyleyebiliriz.