SoSoValue’dan elde edilen veriler, küresel finansal gevşemenin ortasında BTC ETF’leri için toplam günlük net girişin üst üste ikinci gün 100 milyon doları aştığını gösteriyor.
Bitcoin (BTC) son 24 saatte yüzde 1,4 düşüşle 63.000 dolar seviyesinde işlem görse de, kripto para birimi BTC borsa yatırım fonlarına (ETF’ler) girişlerin pozitif kalmasıyla haftalık olarak yüzde 2 arttı.
Asya hisse senetleri, Çin’in ekonomiyi destekleme kapasitelerini artırmak adına ülkenin en büyük bankalarına 1 trilyon yuan (142 milyar dolar) sermaye enjekte etmeyi düşündüğünü açıklamasının ardından yükselişe geçti.
Duyuru, Çin Halk Bankası’nın (PBOC) anakara bankaları için zorunlu karşılık oranını 50 baz puan (bps), yedi günlük ters repo oranını da 20 baz puan düşürerek %1,5’e çektiği açıklamasının ardından geldi.
SoSoValue verileri, BTC ETF’leri için toplam günlük net girişin üst üste ikinci gün 100 milyon doları aştığını gösteriyor. Bu da fonlar için beş günlük bir pozitif net girişe işaret ediyor.
CryptoQuant’tan alınan verilere göre, mevcut gelişmeler 30 günlük net varlıkları izleyen göstergeyi eylül ayında ilk kez pozitife çevirdi ve satışların aksine artan bir birikim eğilimine dikkat çekti.
#Bitcoin spot ETF demand has rebounded, with the 30-day net change in total holdings turning positive. pic.twitter.com/c0C8BaFPDq
— Ki Young Ju (@ki_young_ju) September 26, 2024
Ether (ETH) ise günlük yüzde 1,3’lük bir düşüş ve haftalık yüzde 8’lik bir artışla 2.500 doların üzerinde işlem görüyor. Veriler, spot ETH ETF’lerinin günlük 43 milyon dolarlık net girişe sahip olduğunu ve iki gündür net pozitif giriş kaydedildiğini gösteriyor.
Presto Research, ağ işlemlerindeki yoğunluğun etkisiyle artan Ethereum gaz ücretlerinin, Fed’in 50 baz puanlık faiz indiriminin ardından ETH’nin BTC’den daha iyi performans göstermesiyle aynı zamana denk gelmesine dikkat çekti.
Presto, zincir üstü getirilerin üç aylık hazine bonosu altında kalırken, bazı yatırımcıların kilitli toplam değerde (TVL) potansiyel bir toparlanma için pozisyon aldığını söyledi. Ancak, daha geniş bir sermaye göçü 2025 yılına kadar gerçekleşmeyebilir.