İngiltere, büyük ölçekli kripto para birimlerine dayanan milyarlarca dolarlık kara para aklama ağlarını çökerttiğini açıkladı. Bu başarı, Ulusal Suç Ajansı’nın (NCA) yürüttüğü “Destabilize Operasyonu” ile elde edildi ve dünya çapında ciddi ve organize suçları destekleyen kötü niyetli aktörleri gün yüzüne çıkardı.
Özellikle, Smart ve TGR adıyla bilinen iki Rus ağı, insan tacirleri ve zengin oligarkların uluslararası yaptırımları aşmasına önemli destek sağladı.
Araştırmacılar, uyuşturucu çeteleri tarafından toplanan nakit paraların, siber suçlular tarafından yürütülen fidye yazılımı saldırıları ve bilgisayar korsanlığı yoluyla dijital varlıklara dönüştürüldüğü bir planı ortaya çıkardı.
Bu süreç, suç örgütlerinin yasadışı fonları izlemesini zorlaştırırken, aynı zamanda uluslararası sınırlar arasındaki fonların hareketini de engelledi.
NCA’ya göre, kripto para birimlerinin kullanımı, çetelerin fark edilmeden daha büyük miktarlarda uyuşturucu ve silah alımına olanak sağlayarak tehlikeli bir döngü oluşturuyor.
NCA Operasyonlar Direktörü Rob Jones, bu operasyonun önemine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Bu operasyonla birlikte, ilk defa Rusya’nın önde gelen isimleri, kripto para zengini siber suçlular ve İngiltere’deki uyuşturucu çeteleri arasındaki ilişkileri çözümlemeyi başardık.”
Jones ayrıca, soruşturmanın bu suç örgütünde ciddi bir bozulmaya neden olduğunu, 80’den fazla kişinin tutuklandığını ve milyonlarca dolar değerinde kripto para biriminin ele geçirildiğini belirtti.
Başka bir gelişme olarak ABD, Smart ve TGR yöneticisi altı kişiye yaptırım uyguladı. Bu yaptırımlar, bu kişilerin ABD’deki tüm varlıklarının dondurulmasını içeriyor.
OFAC Terörizm ve Mali İstihbarattan Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Bradley Smith, Rus elitlerinin TGR Grubu aracılığıyla ABD ve uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için dijital varlıklar, özellikle ABD doları destekli sabit kripto paraları kullandığını belirtti. Smith, bu yöntemle hem Rus elitlerinin hem de Kremlin’in zenginleştirildiğini ifade etti.
OFAC, özellikle Tether‘in yaptırımları aşma ve kara para aklama amaçları için geniş çapta kullanıldığını ve bu ağın 30’dan fazla ülkeye yayıldığını belirtiyor.
Rus fidye yazılımı gruplarının haksız kazançlarını aklamalarına yardımcı olan bu ağlar, İngiltere’de 149 mağdurdan yaklaşık 27 milyon sterlin (34 milyon dolar) gasp etti.
Ryuk adlı bir fidye yazılımı, enfekte sistemlerdeki verileri şifreleyerek, kripto para ödemesi yapılana kadar verileri rehin tuttu. Bu yazılım, özellikle hastaneler gibi kuruluşları hedef aldı ve bazı tıbbi merkezlerin felç olmasına neden olarak kritik bakım hizmetlerinin aksamasına sebep oldu.
Okullar ve iş yerleri de Ryuk’un etkisinden nasibini aldı, ve dedektifler bu yazılımın tam etkisini ve zararını değerlendirmenin zor olduğunu ifade ediyor.
NCA, bu tür operasyonların ağlar için maliyetli olduğunu belirtti. Düşük komisyonlarla çalışan ağların, el konulan 20 milyon sterlini geri ödemek için yaklaşık 700 milyon sterlini aklaması gerektiğini vurguladı.
Rus kripto para borsası Garantex’e yönelik iddialar da gündeme geldi. Her iki kara para aklama ağının düzenli olarak bu platforma maruz kaldığı belirtildi, bu durum, Rusya’nın kripto mevzuatındaki son değişikliklerin ve Vladimir Putin’in Ukrayna’yı işgalinden sonra getirilen sıkı kısıtlamaların yaptırımlardan kaçınmak için bir araç olarak kullanılabileceği endişelerini destekliyor.
İngiliz Güvenlik Bakanı Dan Jarvis, NCA’in gerçekleştirdiği operasyonu “ekonomik suçlara karşı atılan önemli bir adım” olarak tanımlayarak, operasyonun Rus kleptokratları, uyuşturucu çetelerini ve siber suçluları ifşa ettiğini vurguladı; bunların hepsi kirli paranın akışına dayanıyor.
Jarvis, organize suçla mücadelede karşılaşılan zorlukları, bitmeyen bir Whac-A-Mole oyununa benzeterek, kara para aklama ağlarının, karanlık ağ pazarlarının ve fidye yazılımı türlerinin ortadan kaldırılmasının ardından genellikle yenilerinin ortaya çıktığını ve kötü aktörlerin özellikle boğa piyasalarında daha cesur hareket ettiğini belirtti.
Eleştirmenlerin bu operasyonu, kripto para biriminin kötü niyetli aktörler tarafından cezasız bir şekilde kullanılmasına olanak tanıyan bir “Vahşi Batı” olarak gösterilmesine hızlı bir şekilde atıfta bulunacağını ifade ederken, Jarvis, Chainalysis gibi şirketler tarafından yürütülen on-chain soruşturmaların, yasadışı kripto para fonlarının akışını, nakit paranın ulaşamayacağı bir şeffaflıkla nasıl ortaya çıkardığını göz ardı edildiğini dile getirdi.
Ayrıca, bu operasyonda kilit isimlerin güvendiği, servis sağlayıcılar ve aracı cüzdanlar arasındaki bağlantıları gösteren karmaşık grafiklerin üretildiğini de ekledi.
Resmi tahminlere göre, 2023 yılında on-chain toplam işlem hacminin yalnızca %0,34’ü kripto suçlarıyla ilişkilendiriliyor. Bu veri, kripto para birimlerinin suçlarla olan bağlantısını daha geniş bir bağlamda değerlendirmemiz gerektiğini gösteriyor.
Operasyon Destabilize, dijital varlıkların hala kara para aklayıcılar, uyuşturucu baronları ve büyük servetleri gizlemek isteyen çeteler için cazip olduğunu ortaya koyuyor.
Ancak, bu suçların tespit edilmesi ve engellenmesi konusunda önemli ilerlemeler kaydedilmiş olsa da, Bitcoin gibi kripto paralar üzerinden işlem yapmanın yasa dışı faaliyetler için aşırı derecede zor olduğu bir noktaya henüz ulaşmadık.
